- 11.2016’da çıkan yasayla uzlaştırma kapsamı genişledi; ancak yeni yönetmelik hala çıkmadı.
- Avukatların, bu mesleğe (uzlaştırmacılığa) sahip çıkması lazım. Arabuluculuk için, 5 yıllık deneyim aranıyor; ama cübbeyi giyen bir avukat, hemen uzlaştırmacılık yapabiliyor. Oysa, uzlaştırmacılıkta, hukuk bilgisine ihtiyaç var; taraflara bilgi vermesi lazım vs.
- Yeni yasayla, uzlaştırma teklifini, uzlaştırmacı yapacak. (Eski yasada, bu görev kolluğa/savcıya verilmişti.)
- Bazen, uzlaşmaya tabi olmayan bir suç da, yanlışlıkla uzlaştırmacıya gelebiliyor. Yani, uzlaştırmacı, gerekli incelemeyi yapacak; böyle bir yanlışlık varsa, dosyayı savcıya/mahkemeye iade etmeli. Yani önce, suçun uzlaşmaya tabi olup olmadığını incelemek gerekiyor.
- Hangi suçlar uzlaştırmaya tabi? Öncelikle, CMK. 253’de belirtildiği gibi, şikayete bağlı suçlar.
- Sonra, yeni yasada sayılmış suçlar.
- Mesela, 18 yaşından küçüklerin işlediği, 3 yıldan az ceza gerektiren ve devlet güvenliği aleyhine işlenmemiş suçları….
- Soruşturma aşamasında, savcının tavsifine bağlısınız.
- İddianameyle bağlısınız. Suçun tavsifi yapılmış artık Kovuşturma aşamasında da aynı….
- Önce müşteki bilgilerine bakmak lazım ve avukatı varsa avukatıyla da iletişime geçerek, mağdur/müştekiyle iletişime geçip, uzlaştırmayı kabul edip etmeyeceğini öğrenmek lazım.
- Bu bir yargılama süreci değildir. Uzlaştırmacı bağımsız/tarafsız bir üçüncü kişidir. Suçun işlenmesiyle oluşan mağduriyeti, yapılan müzakere ile, hangi zeminde, nasıl giderilebileceğini bulma sürecidir bu. Adli makamların denetimi altındadır. Toplum düzeninde oluşan zararın, alternatif uyuşmazlık çözme yöntemiyle giderme sürecidir.
- Suçu tavsif etmek, alternatif bir yargılama yapmak, bizim işimiz değil.
- İlk iş, dosyadaki bilgileri kontrol edip, dosyayı aldığımız ilk gün (çünkü 30 günlük süre o gün başlamış oluyor.), taraflara, başta müşteki/mağdura ulaşmak.
- En iyi ve doğru yol, iadeli taahhütlü mektupla “uzlaştırmaya davet’i ulaştırmak. Zarfın üstüne “içinde uzlaştırmaya davet mektubu vardır” açıklaması olmalı. Telefonla ister ulaşın/ister ulaşmayın; en iyisi davet mektubunu bu şekilde taraflara ulaştırmak lazım. Bunu da uzlaştırma bürolarından, resmi tebligatla yapmak lazım. Daha etkili oluyor ve eksik bilgileri de savcılık kaleminden/mahkemesinden tamamlamak lazım böylece.
- Uzlaştırma, ONARICI ADALET anlayışının bir uzantısıdır. Suç nedeniyle, devletle sanık arasında zaten bir tür hesaplaşma yaşanıyor. Ancak müşteki/mağdur ile şüpheli/sanık arasında hesaplaşma tamamlanmayınca, pek çok dava dosyasına da kapı aralanmış oluyor. Oysa uzlaştırma ile en az 6 davayı ortadan kaldırmış oluyorsunuz. (Ceza davası, tazminat davası, icra dosyası, istinaf süreci, Yargıtay süreci vs.)
- Davet mektubun ardından, taraflara teklif formunu bizzat imzalatmak lazım. Başka bir ilde ise, o ildeki savcılık/uzlaştırma bürosu ile bu yapılabilir.
- Müzakere sürecinin ardından ise (en doğrusu telefonla bir mekik diplomasisi yapmak) uzlaştırma sonuç tutanağının imzalanması. Bu tutanak, ancak savcının onayı ile tamamlanmış olur. Savcının onayı olmasan, asla, sonuç tutanağından birer suret taraflara vermeyin. Özellikle edim içeren bir sonuç tutanağı, imzalanırken, ya uzlaştırmacının önünde atılmalı imzalar; ya da yine o ildeki uzlaştırma bürosunda, savcının huzurunda atılmalı.
- Uzlaştırma görüşmelerini, kendi büronuzda vs. yapmayın mümkün olduğunca. En iyisi adliyede yapmak.
- Uzlaştırmacı, süreçte aktiftir. Bir açılış konuşması yapmak gerekir yine.
- Sonuç anlaşmasında ahlaka ve kanuna aykırı olmayan her türlü edim yeralabilir. Bu tarafların rızasına bağlıdır. 3 liralık bir zarar için, 300 liralık bir tazminatı kararlaştırabilirler. Savcılar, miktar konusuna takılmıyor. Ancak, taksit sayısını uzatmamak lazım. Yani uygulanabilir, denetlenebilir olması lazım. Maddi edimin çok açık, net ifade edilmesi lazım.
- Manevi bir edim de, özür gibi, olabilir.
- Bu süreç de gizlidir. Uzlaştırma görüşmelerinde tuttuğunuz notları, bazı yerlerde, savcılar, kapalı zarf içinde, isteyebiliyordu. Asla vermeyiniz.
- Bizim savcılığa vereceğimiz, başta aldığımız dosya, imzalattığımız formlar, tebligat evrakı ve varsa sonuç tutanağı.
- Uzlaştırma olumsuz sonuçlanırsa veya sonuç tutanağını savcı onaylamazsa ne olacak? Çünkü, bu bir kere kullanılabilen bir hak. Savcılar, uzlaşma iradesi var diye, başka bir uzlaştırmacıya verebiliyor dosyayı veya aynı uzlaştırmacıya tekrar vererek, sonuç tutanağının tekrar düzenlenmesini isteyebiliyor.
- Anlaşma Sonuç tutanağı, ‘erteleme’ ve zamanaşımı’ müesseselerinin ruhuna aykırı olmayacak.
- Uzlaşmak ile şikayetten vazgeçmek birbirinden farklıdır. Bazen, “tamam, vazgeçiyorum, ceza almasını istemiyorum” diyebilir ama bu bir uzlaşma değildir; örneğin maddi/manevi tazminat davası açabilir yine de…
- Hükümlüyse/tutukluysa nasıl ulaşacağız? Cezaevleri bu konuda yardımcı olmuyor. SEGBİS’i kullanmak lazım. Tabii, önce müşteki/mağdur iradesini almak lazım. “AYDINLATILMIŞ İRADE” SÖZKONUSUDUR BU SÜREÇTE….
- Uzlaştıırma konusunda özel yetki varsa, avukatı da imzalayabilir.
- Süreç tamamlanınca, sarf kararı alınıyor. Yani SMM kesilmeyecek.
Arb. Av. V. Tülay YÜKSEL
( Arb. Av. Gülşen Okşan UZ’ un Uzlaştırma ile ilgili sunumundan notlar )