ARTIK FİKRİ VE SINAİ HAKLAR ALANINDAKİ UYUŞMAZLIKLARIN ÇÖZÜMÜNDE DE
TERCİH ARABULUCULUK OLACAK
Sınai Mülkiyet Kanunu ve Uygulama Yönetmeliği Yürürlüğe Girdi .
10.01.2017 tarihinde 29944 Sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 22.12.2016 tarihli 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’ nun Uygulanmasına Dair Yönetmelik de 24.04.2017 tarih ve 30047 Sayılı Resmi Gazete’de yayınlandı.
Yeni Yasa İle Sınai Mülkiyetin Yapısı Güçlendirildi.
Ülkemizdeki sınai mülkiyet yapısını daha nitelikli hale getirmek; Sınai mülkiyet ile ilgili uygulamada ortaya çıkan sorunlara çözüm üretmek; Uzun olan süreleri kısaltarak tescil sürecini hızlandırmak; Türkiye’ nin, tarafı olduğu fikri ve sınai haklar ile ilgili uluslararası anlaşmalara ve AB mevzuatına uyumunu arttırmak ; Önceden Kanun Hükmünde Kararnameler ile düzenlenen ve bu yüzden Anayasa Mahkemesi’ nce iptale konu olan düzenlemeleri yasa ile güvenceye almak ; Yasa ile fikri ve sınai mülkiyet mevzuatını güçlendirmek ve bu şekilde fikri ve sınai hakların korunması kültürünün gelişmesini sağlamak amacıyla 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu düzenlendi.
Marka, coğrafi işaret, tasarım, patent, faydalı model ile geleneksel ürün adlarına ilişkin hakların belge verilerek korunması ile bu haklarla ilgili diğer işlemlerde uygulanacak usul ve esasları düzenlemek amacıyla da Sınai Mülkiyet Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik Türk Patent ve Marka Kurumu ( Eski adıyla Türk Patent Enstitüsü ) tarafından çıkarıldı.
Sınai Mülkiyet Kanunu İlgili Mevzuatı Tek Çatı Altında Topladı .
6769 Sayılı SMK 5 kitap ve geçici maddelerle birlikte toplam 199 maddeden oluşmaktadır :
556 Sayılı Markaların Korunması Hakkında kanun Hükmünde Kararname de 84 madde olarak düzenlenen markalar SMK da 1. Kitap olarak 29 maddede düzenlenmiştir.
555 Sayılı Coğrafi İşaretlerin Korunması Hakkında KHK da 39 madde halinde düzenlenen coğrafi işaretler SMK da 2.Kitap olarak ve 22 madde halinde düzenlenmiştir.
554 Sayılı Endüstriyel tasarımların Korunması Hakkında KHK de 70 madde olarak düzenlenen tasarımlar yeni SMK da 3. Kitap olarak ve 27 maddede düzenlenmiştir.
551 Sayılı Patentlerin Korunması Hakkında KHK de 176 madde olarak düzenlenen patentler SMK da 4. Kitap olarak ve 64 madde şeklinde düzenlenmiştir.
5000 Sayılı Kanun 35 madde iken SMK içerisinde 5.Kitap Diğer Hükümler adıyla 52 madde olarak düzenlenmiştir.
Yeni Bitki Çeşitleri üzerindeki Islahatçı Hakları ve Entegre Devre Topografyaları ve Telif Hakları ayrı kanunlarla düzenlendiği için SMK ya alınmadı : 5042 Sayılı 8.1.2004 Tarihli – R.Gazete : Tarih :15/1/2004 Sayı :25347- YENİ BİTKİ ÇEŞİTLERİNE AİT ISLAHÇI HAKLARININ KORUNMASINA İLİŞKİN KANUN ; 5147 Sayılı 22.04.2004 tarihli -R.Gazete : Tarih : 30/4/2004 Sayı :25448- ENTEGRE DEVRE TOPOĞRAFYALARININ KORUNMASI HAKKINDA KANUN ; 5846 Sayılı 05.12.1951 tarihli – R.Gazete: Tarih : 13/12/1951 Sayı : 7981 – FiKiR VE SANAT ESERLERİ KANUNU.
Sınai Mülkiyet Kanunu İle Gelen Belli Başlı Yenilik ve Değişiklikler :
Marka tanımı değişti, artık, “sicilde gösterilebilir olma” şartı ile sesler ve hareketler de marka olabilecek. 1995 tarihinde Türkiye’ nin üye olduğu 2000 yılından itibaren uygulanmaya başlanan TRIPS’ in sadece 61. Maddesinde ceza ile ilgili hüküm düzenlenmiş olup buna göre üye ülkelere sadece marka ve telif hakları konusunda cezai hüküm getirme şartı getirilmiş bulunmaktadır. Bu nedenle , Sınai Mülkiyet Kanunu’ nda sadece Marka suçları düzenlenmiştir. Bilerek yani kasden yapılan ihlaller için ve tescilli markalar için cezai hükümler uygulanacaktır. Tescilsiz marka kullanımının cezai müeyyidesi yoktur. Patentlerde tescil sonrası da itiraz kabul edildi. Faydalı modellere araştırma raporu öngörüldü. Öğretim görevlisinin üniversitede yaptığı buluşların sahibi Üniversite oldu. Buluşun ticarileşmesi halinde buluşçuya en az üçte bir pay verilecek. Çalışanların buluşlarının sahibi işveren oldu, işçiye makul bir bedel verilmesi öngörüldü. Kamu kurumlarında da buluşun sahibi kamu kurumu oldu, buluşçu yine üçte bir alacak.
Üzerine yan sanayi ürünü olduğu açıkça yazılmak şartı ile hangi markalı ürün için üretildiği yazılabilecek.Markalar stoklanamayacak, yani markasını tescil ettiren kullanmak zorunda. Markasını kullanmayanın itirazı da kabul edilmeyecek, açtığı hükümsüzlük ve tecavüz davalarında da red sebebi sayılacak. 2023 yılından itibaren Türk Patent ve Marka Kurumu markanın kullanılmadığını tespit etmesi halinde iptal edebilecek.
Haksahibi tarafından yurtiçinde piyasaya sürülen bir markalı ürünün el değiştirmesi markanın kullanımı açısından hak sahibinin iznine tabi olmayacak. Kötü niyetli marka başvuruları nispi red nedenleri arasına alındı. Tescil ilkesi korundu ancak istisna olarak AB mevzuatına da uygun olarak Tescilsiz tasarımlara da üç yıl koruma getirildi.
Fikri ve Sınai Mülkiyet ve Arabuluculuk Aynı Amaca Hizmet Ediyor : Adalete , Barışa ve İlerlemeye.
Ülkemizde sınai mülkiyete ve arabuluculuğa ilişkin örfi düzenlemeler 13.yüzyıla yani Ahilik Müessesesine’ kadar uzanmaktadır. Yasal düzenlemeler ise 1871 tarihli Eşya-i Ticariyeye mahsus Alamet-i Farikalara dair Nizzamname ve 1879 tarihli İhtira Beratı Kanunu ile başlamıştır. Türkiye, 1925 yılında Sınai Mülkiyetin Korunması İçin Uluslararası Birlik Oluşturulması Hakkındaki Paris Sözleşmesi’ ne katılmış; 1965 yılında 551 Sayılı Marka Kanunu yürürlüğe girmiş, 1976 ise Dünya Fikri Mülkiyet Teşkilatı ( WIPO) Kuruluş Anlaşması’ na katılmıştır.
24.06.1994 de 544 sayılı KHK ile TPE kurulmuş, 1995 yılında da Türkiye’ nin gümrük birliği hazırlıkları kapsamında ve imzalamış olduğu uluslararası sözleşmelere dayanan yükümlülüklerini yerine getirmek için patent, marka, endüstriyel tasarım ve coğrafi işaretlere ilişkin düzenlemeleri KHK ler ile yürürlüğe konmuştur. Entegre Devre Topoğrafyalarının Korunmasına ilişkin düzenleme ise 22.04.2004 tarihli 5147 Sayılı kanun ile olmuştur.
Anayasamıza göre temel hakların Kanun Hükmünde Kararname ile düzenlenemeyeceği, sınai mülkiyetin de temel haklardan olduğu ileri sürülerek Anayasa Mahkemesi’ nce cezai hükümler başta olmak üzere önemli hükümler iptal edilmiştir. İptallerle doğan boşluğu doldurmak ve daha etkin bir sınai mülkiyet sistemine geçmek, ayrı yasalarla düzenlenen bitki çeşitliliğine ve Entegre Devre Topoğrafyalarına ilişkin düzenlemeler dışında kalan , marka, patent, tasarım, coğrafi işaretler ve geleneksel ürün adları 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’ nda toplanmıştır.
Uzlaşı Kültürü ve Toplumsal Gelişmişlik Doğru Orantılıdır.
Biliyoruz ki, fikri ve sınai haklar alanındaki koruma seviyesi ile uyuşmazlıkların arabuluculuk gibi uzlaşı yolları ile çözümlenmesi oranı en önemli toplumsal gelişmişlik göstergeleri arasında sayılmaktadır. Biliyoruz ki , çatışma değil çalışma ortamı, üretimin, üretim yaratıcılığın, yaratıcılık yeniliğin, yenilikler ise ekonomik ve sosyal gelişmenin önünü açar.
Fikri ve Sınai Mülkiyet Uyuşmazlıklarının Çözümünde de En Etkili Yol Arabuluculuktur .
Emredici hukuk kurallarına aykırı olmayan, sulh ile feragatla sonuçlanabilecek uyuşmazlıkların bir alternatif dostane çözüm yolu olan arabuluculukla çözümü bireysel ve toplumsal barışın sağlanması bakımından da önemlidir. Arabulucuk, fikri ve sınai haklar hukuku uyuşmazlıkları açısından da başvurulabilecek bir çözüm yoludur. Fikri ve sınai uyuşmazlıklar arabulucu desteği ile taraflar arasında müzakere ve çözüm teknikleri kullanılarak dostane bir şekilde çözüme kavuşturulabilir. Arabuluculuk, uyuşmazlıkların çözümünde ekonomik, hızlı, gizli ve gönüllü bir süreçtir. Kaldı ki , gönüllülük esasına dayanması nedeniyle son imzadan önce taraflar başka bir alternatif çözüm yolunu ya da yargı yolunu seçmekte özgürdürler. Kural olarak aleni olan yargılama sürecinde tarafların ticari, ailevi, ve özel sırlarını korumaları daha güç iken arabuluculuk müessesesinde gizliliğin esas olması bu korumayı kolaylaştırmaktadır.
Arabuluculuk Yolu İle Uyuşmazlıkların Çözümünde Başarı Oranı % 94 dür.
Adalet Bakanlığı Arabuluculuk Baire Başkanlığı’ nın istatistiki verilerine göre ;
12.000 i aşkın uyuşmazlık için arabuluculuğa başvurulmuş bu sayının % 94 ü anlaşma ile sonuçlanmıştır.
Uyuşmazlıkların %43 ü bir günde, %50 si bir günden de kısa sürede çözümlenmiştir.
Arabuluculuk uygulamalarının parasal değeri 750 Milyon TL.yi bulmuştur.
Arabuluculuk uygulamalarının % 41 i İstanbul’ da , %19 u izmir de %17 si Ankara da % 23 ü de diğer illerde yapılmıştır.
Konularına göre ise % 89 u İşçi- işveren uyuşmazlıkları , % 2 si maddi-manevi tazminat, % 2 si telif haklarından kaynaklanan tazminat ve alacak, % 7 si ise diğer uyuşmazlıklardır.
Bu uyuşmazlıkların % 87si iki taraflı, % 2 si üç taraflı, % 10 u dört taraflı , %1 i ise beş ve üzeri tarafı olan uyuşmazlıklardır.
Türk Patent ve Marka Kurumu Arabuluculuğu Teşvik Edecek.
TPE’nin 556 Sayılı Markaların Korunması Hakkında KHK’nın 36. maddesinin 2. fıkrasına dayanarak arabuluculuk hizmeti sunması ile bu hizmetin kuruma ve ülke ekonomisine çeşitli faydalar sağlayacağı , arabulucu olarak görev yapacak personelin farklı uyuşmazlıkların üstesinden gelebilmek için mesleki donanımının artıracağı , arabuluculuk faaliyetini yürütebilmek için iletişim becerileri, müzakere, uyuşmazlık çözüm yöntemleri, insan psikolojisi gibi konularda kendini geliştireceği ileri sürülmüş ise de bu görüşü destekleyecek alt ve üst yapı oluşmadığından maalesef TPE nin etkili bir arabuluculuk uygulaması olamamıştır.
Ancak, 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu ile gelen yeni düzenleme arabuluculuğun kurum tarafından yapılmasını değil kurum tarafından teşvik edilmesini düzenliyor olması ve uzlaşmaya 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlığında Arabuluculuk Kanunu hükümlerinin uygulanacağının açıkça belirtilmesi bu alandaki uyuşmazlıkların arabuluculukla ve anlaşma ile sonuçlanabileceğini gösteriyor.
Marka ve Coğrafi İşaret Yayıma ve Markaya İlişkin Karar İtirazlarına Arabuluculuk İle Çözüm Aranacak.
Markalara ilişkin hükümlerin yer aldığı 1.Kitap’ ta “Yayıma itirazın incelenmesi” başlıklı 19. Madde / 4.fıkra : “ Kurum gerekli görmesi halinde tarafları uzlaşmaya teşvik edebilir. Uzlaşma ile ilgili hususlarda 7/6/2012 tarihli ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu hükümleri uygulanır.”
- Madd / 3.fıkra : “ Kurul, 19 uncu maddenin üçüncü fıkrası uyarınca verilen kararlara karşı yapılan itirazlarda, gerekli görürse, tarafları 19 uncu maddenin dördüncü fıkrasına göre uzlaşmaya teşvik edebilir.” İfadesi ile 19. Maddeye atıf yapmıştır. Bu maddenin gerekçesinde bu düzenlemeler, 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede aynen var olduğu gibi AB Marka Tüzüğü ile de tam uyumluğu belirtilmiştir.
Coğrafi İşaretlerle ilgili olarak SMK ‘ nun 2.Kısım 2.Bölümünde ( m.40/5) “ Kurum gerekli görmesi hâlinde tarafları uzlaşmaya teşvik edebilir. Uzlaşma ile ilgili hususlarda 6325 sayılı Kanun hükümleri uygulanır” hükmü düzenlenmiştir. Usul ve esasların yönetmelikle düzenleneceği de belirtilmiştir.
Yönetmeliğin Uzlaşma İle Kastettiği 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlığında Arabuluculuk Kanunu ve Yönetmeliğinde düzenlenen Arabuluculuktur .
Sınai Mülkiyet Kanunun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin “Uzlaşma” başlıklı 32. Maddesi :
“ (1) Kurum, gerekli görmesi halinde, yayıma itirazlar ile Kanunun 19 uncu maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca verilen kararlara karşı yapılan itirazların incelenmesi sırasında tarafları uzlaşmaya davet edebilir. Bu durumda, taraflar, Kurum tarafından kendilerine yapılan bildirimden itibaren bir ay içinde uzlaşmaya ilişkin beyanlarını yazılı olarak Kuruma iletir. Taraflardan birinin uzlaşma teklifine süresi içinde olumlu cevap vermemesi halinde uzlaşma daveti reddedilmiş sayılır ve Kurum itiraz incelemesini kaldığı yerden devam ettirir.
(2) Tarafların Kurum nezdinde vekille temsil edildiği durumlarda vekil uzlaşma davetini ve uyuşmazlığın arabuluculuk yoluyla çözüme elverişli olduğunu asile derhal bildirmekle yükümlüdür.
(3) Tarafların uzlaşmak istemeleri ve arabulucuya başvuracaklarını birlikte Kuruma bildirmeleri hâlinde itiraz incelemesi üç ay ertelenir. Ancak, bu süre içinde tarafların birlikte talepte bulunması halinde süre üç aya kadar uzatılabilir.
(4) Uzlaşma sürecinin 7/6/2012 tarihli ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununda düzenlenen sebeplerden biri nedeni ile sona ermesi halinde tarafların anlaştıkları, anlaşamadıkları veya arabuluculuk faaliyetinin nasıl sonuçlandığına ilişkin düzenlenen tutanağın aslı veya noter onaylı örneği uzlaşma faaliyetinin sona ermesinden itibaren bir ay içinde Kuruma verilir. Tarafların anlaşması halinde, taraflarca düzenlenen ve 6325 sayılı Kanuna göre ilam niteliği kazanan tutanağın Kuruma verilmesiyle başvuruya ilişkin işlemler uzlaşma sonucuna uygun şekilde devam ettirilir. Bu süre içinde tutanağın teslim edilmemesi veya tarafların anlaşmaya varamaması halinde Kurum itiraz incelemesini kaldığı yerden devam ettirir.
(5) Arabuluculuk sürecinin başlamasından sona ermesine kadar geçirilen süre, hak düşürücü sürenin hesaplanmasında dikkate alınmaz.
İtirazların İncelenmesi aşamasındaki arabuluculukla ilgili olarak Sınai Mülkiyet Kanunun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 40. Madde başlığı “Uzlaşma” olup madde içeriği şu şekildedir :
“MADDE 40 – (1) Tescil talebinin Kanunun 33 ilâ 37 nci ve 39 uncu maddelerine uygun olmadığı iddiasıyla üçüncü kişiler veya 48 inci maddesi kapsamında önceki tarihli herhangi bir hak sahibi tarafından yapılan itirazların incelenmesi sırasında Kurum tarafları uzlaşmaya davet edebilir. Bu durumda taraflar, Kurum tarafından kendilerine yapılan bildirimden itibaren bir ay içinde uzlaşmaya ilişkin beyanlarını yazılı olarak Kuruma iletir. Taraflardan birinin uzlaşma teklifine süresi içinde olumlu cevap vermemesi halinde uzlaşma daveti reddedilmiş sayılır ve Kurum itiraz incelemesini kaldığı yerden devam ettirir.
(2) Tarafların Kurum nezdinde vekille temsil edildiği durumlarda vekil uzlaşma davetini ve uyuşmazlığın arabuluculuk yoluyla çözüme elverişli olduğunu asile derhal bildirmekle yükümlüdür.
(3) Tarafların uzlaşmak istemeleri ve arabulucuya başvuracaklarını birlikte Kuruma bildirmeleri hâlinde itiraz incelemesi üç ay ertelenir. Ancak, bu süre içinde tarafların birlikte talepte bulunması halinde süre üç aya kadar uzatılabilir.
(4) Uzlaşma sürecinin 6325 sayılı Kanunda düzenlenen sebeplerden biri nedeni ile sona ermesi halinde tarafların anlaştıkları, anlaşamadıkları veya arabuluculuk faaliyetinin nasıl sonuçlandığına ilişkin düzenlenen tutanağın aslı veya noter onaylı örneği uzlaşma faaliyetinin sona ermesinden itibaren bir ay içinde Kuruma verilir. Tarafların anlaşması halinde, taraflarca düzenlenen ve 6325 sayılı Kanuna göre ilam niteliği kazanan tutanağın Kuruma verilmesiyle başvuruya ilişkin işlemler uzlaşma sonucuna uygun şekilde devam ettirilir. Bu süre içinde tutanağın teslim edilmemesi veya tarafların anlaşmaya varamaması halinde Kurum itiraz incelemesini kaldığı yerden devam ettirir.
(5) Arabuluculuk sürecinin başlamasından sona ermesine kadar geçirilen süre, hak düşürücü sürenin hesaplanmasında dikkate alınmaz.
Türk Patent ve Marka Kurumu Tarafları Arabuluculuğa Teşvik Etmek Durumundadır.
“Kurum gerekli görmesi halinde tarafları uzlaşmaya teşvik edebilir.” İfadesi ile kastedilen söz konusu uyuşmazlığın tarafların aralarında uzlaşmaları ile çözümlenebilecek türde olması halidir, yoksa bu ifadeden idarenin objektif olmayan kriterlere göre ve keyfi bir şekilde hareket edebileceği sonucu çıkarılamaz. Ancak, arabuluculuk yapısı itibariyle iradi bir çözüm yolu olduğu için taraflar bu sürecin başında, görüşmeler sırasında hatta imzadan önce süreçten çekilebilirler.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu m.137 v.d.nda düzenlenen şekliyle hakim “ tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği davalarda” sulhe ve arabuluculuğa “teşvik eder” denmiştir. Alanın yargı ya da idare olması farketmeksizin bireysel ve toplumsal anlamda uzlaşı kültürünün gelişimi amaçlandığına göre Türk Patent ve Marka Kurumu’ da Uzlaşmaya ve Arabuluculuğa uygun olan itiraz ve kararlarda arabuluculuk müessesesini teşvik etmelidir.
Uzlaşmaya Yani Uyuşmazlığın Arabuluculukla Çözülmesi İçin Davet Türk Patent ve Marka Kurumu Tarafından Yapılacak , Bir Ay İçerisinde Cevap verilmez İse Davet Reddedilmiş Sayılacak :
Kurum, gerekli görmesi halinde, yayıma itirazlar ile kanun ve yönetmelikte belirtilen itirazlara ilişkin kararlara karşı yapılan itirazların incelenmesi sırasında tarafları uzlaşmaya davet edebilir. Bu durumda, taraflar, Kurum tarafından kendilerine yapılan bildirimden itibaren bir ay içinde uzlaşmaya ilişkin beyanlarını yazılı olarak Kuruma iletir. Taraflardan birinin uzlaşma teklifine süresi içinde olumlu cevap vermemesi halinde uzlaşma daveti reddedilmiş sayılır ve Kurum itiraz incelemesini kaldığı yerden devam ettirir.
Marka Vekilleri Arabuluculuk Yoluna Başvurma Davetini ve Uyuşmazlığın Arabuluculuğa Elverişli Olduğunu Vekil Edene Yani Asile Bildirecek.
Her ne kadar Yönetmelikte “Tarafların Kurum nezdinde vekille temsil edildiği durumlarda vekil” denmişse de bu ifadeden anlaşılması gereken Marka Vekilidir. Çünkü Patent, Faydalı Modeller ile ilgili Kurum nezdinde işlem yapma yetkisi Patent Vekillerinde ; Marka , Coğrafi İşaret ve Geleneksel ürünler ile ilgili işlem yapma yetkisi ise Marka Vekillerine verilmiştir. Tasarımlar ile ilgili işlem yapma yetkisi ise hem Marka vekillerine hem de Patent vekillerine tanınmıştır.
Uzlaşma yani kanuni atıfla Arabuluculuk ise SMK da ve Uygulama Yönetmeliğinden sadece Markalar ve Coğrafi İşaretler kısmında düzenlenmiş olduğundan burada”vekille” ibaresinden marka vekilleri anlaşılmalıdır.
SMK Uygulama Yönetmeliği’ nde ( m.32/2, m.40/2 ) düzenlenen “Tarafların Kurum nezdinde vekille temsil edildiği durumlarda vekil uzlaşma davetini ve uyuşmazlığın arabuluculuk yoluyla çözüme elverişli olduğunu asile derhal bildirmekle yükümlüdür.” İfadesi 6325 Sayılı HUAK madde 11 de düzenlenen “Tarafların Aydınlatılması” ni hatırlatmaktadır. HUAK.m.11 e göre : “ Arabulucu, arabuluculuk faaliyetinin başında , tarafları arabuluculuğun esasları, süreci ve sonuçları hakkında gerektiği gibi aydınlatmakla yükümlüdür”. Diğer taraftan 1136 Sayılı Avukatlık Kanunu’ nun 34.maddesi nde “Avukatlar, yüklendikleri görevleri bu görevin kutsallığına yakışır bir şekilde özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirmek ve avukatlık unvanının gerektirdiği saygı ve güvene uygun biçimde davranmak ve Türkiye Barolar Birliğince belirlenen meslek kurallarına uymakla yükümlüdürler.” İfadesinde geçen “özen” borcu , avukatın müvekkilini yargı yolu yanında arabuluculuk gibi diğer alternatif çözüm yolları konusunda da bilgilendirmekle yükümlü olması gereğini içermektedir.
Marka Vekillerine Yönelik Arabuluculuk Bilgilendirme ve İletişim Eğitimi Yapılmalıdır.
6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’ na ( m.20/1-b ) göre arabulucu olmak için “mesleğinde en az beş yıllık kıdeme sahip hukuk fakültesi mezunu olmak “ gerekmektedir. Bu nedenle, uyuşmazlığın arabuluculukla çözümlenebilmesi için avukatın/hukukçunun arabulucu olması gerekmektedir. Arabulucu aynı zamanda marka vekili ise hem Türk Patent ve Marka Kurumu’ nda işlem yapabilecek hem de marka ve coğrafi işaretler ile ilgili yapılan itirazlar ve itirazlarla ilgili verilen kararlarla ilgili tarafsızlık ilkesine ve diğer etik kurallara riayet ederek arabuluculuk yapabilecektir.
Hukuk Fakültesi mezunu olmanın ötesinde, beş yıllık kıdem, yazılı ve uygulama sınavında başarı ve Arabuluculuk Siciline kayıt olmak, giriş ve yıllık aidatları ödemek ve yelimeme eğitimlerine katılmak şartı ile sürdürülebilen arabuluculukta en karmaşık konu hangi uyuşmazlıkların arabuluculuğa uygun olduğu konusudur. Diğer taraftan ister arabulucu olsun ister olmasın, ister hukukçu olsun isterse olmasın, yasa ve yönetmelikte düzenlenen bu hükümlerin sorunsuz uygulanabilmesi bakımından bütün marka vekillerinin arabuluculuk bilgilendirme ve iletişim eğitimlerinden geçmesi önemlidir.
Taraflar Uzlaşmak İçin Arabulucuya Başvurmak İsterler İse İtiraz İncelemesi Üç Ay Ertelenir.
6769 Sayılı SMK Uygulama Yönetmeliği’ nin 32/3 .maddesinde “Tarafların uzlaşmak istemeleri ve arabulucuya başvuracaklarını birlikte Kuruma bildirmeleri hâlinde itiraz incelemesi üç ay ertelenir. Ancak, bu süre içinde tarafların birlikte talepte bulunması halinde süre üç aya kadar uzatılabilir.” Hükmü yer almaktadır.
Buradaki erteleme , HUAK m.15/5 de düzenlenen “ Dava açıldıktan sonra tarafların birlikte arabulucuya başvuracaklarını beyan etmeleri halinde yargılama, mahkemece üç ayı geçmemek üzere ertelenir. Bu süre, tarafların birlikte başvurusu üzerine üç aya kadar uzatılabilir” düzenlemesi ile uyumludur.
Arabuluculuk Sonuç Tutanağı’ nın Birer Örneği Bir Ay İçerisinde İki Ayrı Kuruma Gönderilecek.
Uzlaşma sürecinin 6325 sayılı Kanunda düzenlenen sebeplerden biri nedeni ile sona ermesi halinde tarafların anlaştıkları, anlaşamadıkları veya arabuluculuk faaliyetinin nasıl sonuçlandığına ilişkin düzenlenen tutanağın aslı veya noter onaylı örneği uzlaşma faaliyetinin sona ermesinden itibaren bir ay içinde Kuruma verilir. 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanununa ve Uygulama Yönetmeliğine ( göre kastedilen Türk Patent ve Marka Kurumu ‘ dur. 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’ nun 17.maddesinin 4.fıkrası nda kastedilen ise Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü’dür.
HUAK ‘ ta “ son tutanağın bir örneğini ” , SMK Yönetmeliği’ nde ise “nasıl sonuçlandığına ilişkin düzenlenen tutanağın aslı veya noter onaylı örneği” denilmiş ise de kastedilen son tutanağın aslının ( veya 1156 Sayılı Avukatlık Kanunu’ nun 56.maaddesi gereği “Aslı Gibidir” şeklinde aslına uygunluğu taraf vekili avukat tarafından tasdik edilmiş örneğinin ) veya Noter onaylı örneğinin ilgili kurumlara gönderilmesi gerekli ve yeterli olacaktır.
Arabuluculuğa Başvuru Halinde Hak Düşürücü Süreler İşlemez.
Yönetmelikte düzenlenen hükümlere ( m.32/5 , m.40/5 ) göre “ Arabuluculuk sürecinin başlamasından sona ermesine kadar geçirilen süre, hak düşürücü sürenin hesaplanmasında dikkate alınmaz.”
Bu düzenlemeye benzer düzenleme 6325 Sayılı HUAK ta ( m. 16/2 ) şu şekildedir : “ Arabuluculuk sürecinin başlamasından sona ermesine kadar geçirilen süre, zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin hesaplanmasında dikkate alınmaz.” Sonuç olarak marka ve coğrafi işaretlere yapılan itirazlar ve ilgili kararlar hakkında tarafların anlaşmak, uzlaşmak amacıyla arabuluculuğa birlikte başvurmaları halinde bu süreçte geçen zaman tarafların süreler bakımından bir hak kaybına neden olmayacaktır.
Muvafakatname Alınması Süreci de Arabuluculuğa Oldukça Elverişlidir.
6769 Sayılı SMK nın Mutlak Red Nedenleri başlığı taşıyan 5. Maddesinin 3. Fıkrasında : “Bir marka başvurusu, önceki marka sahibinin başvurunun tesciline açıkça muvafakat ettiğini gösteren noter onaylı belgenin Kuruma sunulması halinde birinci fıkranın (ç) bendine göre ( m.5/1-ç : Aynı veya aynı türdeki mal veya hizmetlerle ilgili olarak tescil edilmiş ya da daha önceki tarihte tescil başvurusu yapılmış marka ile aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer işaretler) reddedilemez. Muvafakatnameye ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir.”
Yönetmeliğin 10. Maddesinde “Muvafakatname “ başlığı ile düzenlenmiştir .Buna göre muafakatnamenin imzalı form şeklinde ve noter onaylı olması , yönetmelikte sıralanan kimlik ve sınıf bilgilerini içermesi, vekilin vekaletnamesinin noter onaylı olması , eksiklik varsa iki ay içerisinde giderilmesi , itiraz hakkında Kurumca karar verilmeden sunulması , her marka başvurusu için ayrı ayrı yapılması , inhisari lisans var ise sahiplerinin yazılı izni gibi bir takım şartları vardır.
Yani, bir markanın aynısı ya da ayırt edilemeyecek kadar benzeri birden çok kişi adına muvafakatname düzenlenmesi şartlarına uyulması halinde tescil edilebilecek.
Her ne kadar Kanun ve Yönetmelikte açıkça yazmıyor olsa da itiraz incelemesi tamamlanmadan Kurum tarafların aralarında muvafakatname düzenlenmesi dahil uyuşmazlıklarının çözümü için uzlaşmaya yani arabuluculuğa teşvik edebilir. Böyle bir teşvik olmasa dahi tarafların aralarındaki uyuşmazlığa arabuluculukla çözüm aramaları mümkün ve uygundur.
Coğrafi İşaretler ve Geleneksel Ürünler Dışında Kalan Sınai Mülkiyet Hakları Hukuki İşlemlere Konu Olabilir , Hukuki İşlemlerle İlgili Çıkan Uyuşmazlıklarda da Arabuluculuk Yoluna Başvurulabilir.
Sınai mülkiyet hakkı devredilebilir, miras yolu ile intikal edebilir,lisans konusu olabilir, rehin verilebilir, teminat olarak gösterilebilir, haczedilebilir veya diğer hukuki işlemlere konu olabilir. Coğrafi işaret ve geleneksel ürün adı hakkı; lisans, devir, intikal, haciz ve benzeri hukuki işlemlere konu olamaz ve teminat olarak gösterilemez. ( SMK.m.148 ) Coğrafi İşaretler kanunda sayılan hukuki işlemlere konu olamaz ise de başvuru aşamasındaki itiraz ve karar işlemlerindeki uyuşmazlıklarda Türk patent ve Marka Kurumu tarafları uzlaşmaya yani arabuluculuk yolu ile uyuşmazlıkların çözümüne teşvik edebilir. Marka, patenti faydalı model ve tasarımlarla ilgili haciz, devir, intikal, lisans ve benzeri konularda taraflar arasında çıkan hukuki uyuşmazlıklar kural olarak gönüllü bir süreç olan arabuluculukla çözüme kavuşturulabilir.
Sınai Mülkiyet Hakkı Tecavüze Uğrayanlar Dava Yoluna Başvurabilecekleri Gibi Arabuluculuğa ve Şartları varsa Diğer Uyuşmazlık Çözüm Yollarına da Başvurabilir .
Fiilin tecavüz olup olmadığının tespiti, Muhtemel tecavüzün önlenmesi, Tecavüz fiillerinin durdurulması, Tecavüzün kaldırılması ile maddi ve manevi zararın tazmini… gibi SNM.nun 149 vd. maddelerinde sayılı taleplerle hak sahipleri Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesi’ nde dava açabilirler. Dava en eski ve yaygın adalete erişim yoludur. Bu nedenle, hızlı, ekonomik ve sonuçları bakımından adil olmalı ki mahkemeye başvuranla adalete olan güvenlerini koruyabilsinler. İlk Derece Mahkemesi, istinaf, Temyiz derken yargı yolunun çok uzun ve masraflı olması nedeniyle ve kural olarak Fikri ve Sınai haklar alanındaki uyuşmazlıkların arabuluculuğa , uzlaşmaya, uzlaştırmaya da uygun nedeniyle davadan önce ya da dava sırasında da arabuluculuk denenmelidir. Hızlı, ekonomik, gizli ve gönüllü bir süreç olan arabuluculuk yolunda taraflardan biri istemediği bir anlaşmayı imzalamak zorunda değildir. Dilediği an süreçten çekilebilir. Sürecin anlaşma ile sonuçlandırılmasında, tarafların kendi hukuki sorunlarına kendi çözümlerini bulmalarında , hukuk, psikoloji, iletişim becerileri gibi almış olduğu eğitim ve mesleki tecrübesi ile süreci yöneten ve kolaylaştıran tarafsız ve bağımsız ve süreçte taraflar arasındaki eşitliğe azami önem gösterecek olan ve Adalet Bakanlığı ADB Arabuluculuk Sicili’ ne kayıtlı olan arabulucunun payının çok önemli olduğu da unutulmamalıdır. Arabuluculuk görüşmeleri sonucunda tarafların bir anlaşmaya varmaları ve tarafların anlaşmalarına uymaları halinde bu anlaşma belgesi bir anı olarak kalacaktır. Aksine, taraflardan biri edimini yerine getirmediğinde, anlaşmaya uymadığında ya da dilediğinde tarafların ve arabulucunun imzaladığı bu anlaşma belgesine yetkili mahkemeden İCRA EDİLEBİLİRLİK ŞERHİ alınarak İLAM NİTELİĞİNDE BELGE’ ye dönüştürmek ve ilamlı icraya koymak mümkündür. Mahkeme Kararı sonrasında tarafların tokalaştığına tanık olmanız nerede ise imkansız iken arabuluculuk anlaşma ile sonuçlanmış ise tokalaşmak bir ritüeldir. Kısaca, Arabuluculuk ortak karara varma sanatıdır ve adalete erişimin en kestirme yoludur. 27.04.2017
Av. İhsan BERKHAN (*)
(Arabulucu , Marka ve Patent Vekili , FSHH Uz.Bilirkişi )
