Teoride ve Pratikte Uzlaştırmacılık (03.11.2018, İst.And.Adalet Sarayı, Konferansı Notları)

İstanbul Uzlaştırmacılar Derneği (İSUDER) tarafından düzenlenmiş olan “ İstanbul Anadolu Adliyesi Konferans Salonu’nda, 03.11.2018 günü, saat 13.30-17.00 saatleri arasında gerçekleşti. Açılış konuşması dernek başkanı  Serdar ÖZDEMİR tarafından yapılan konferansta, oturum başkanlığını İSUDER kurucu üyesi Uzlaştırmacı Vedat KİBAR üstlenirken, Alternatif Çözümler Daire Başkanı  Orhan CÜNİ, Uzlaştırma Savcısı Cengiz APAYDIN ve İSUDER YK üyesi Ayhan Katılmış, uzlaştırmacılığın teorik ve pratik sorunlarına değinen sunumlar yaptılar.

Alternatif Çözümler Daire Bşk. Orhan CÜNİ, “….. Geldiğimiz nokta itibariyle çok iyi durumdayız. Genel itibariyle sistemde çok fazla sıkıntı yok; ancak elbette ki kurumun yeni olması nedeniyle birtakım sorunlarımız da var.  5 aylık dönemde, aslına bakılırsa, çok iyi durumdayız. 2 7 bin 500 uzlaştırmacı sicile kayıtlı; fiili çalışan 24 bin 500; 3 bin kişi pasif. Uzlaştırma oranımız,  %87. Haziran’ da 80-20 gibiydi. Sayılar bize biraz yüksek geliyor. Bazen taraflardan,  bazen uzlaştırmacılardan,  bazen de dosyalardan kaynaklanan sebepler var.” sözleriyle, genel değerlendirmelerde bulundu.

“Uzlaştırmada, yüzyüze iletişim ve uzlaşmak, esastır.”

CÜNİ, uzlaştırma teklifinin telefonla değil, yüzyüze yapılması gerektiğine; telefonla teklif iletmek alışkanlığından vazgeçilmesi gerektiğine dikkat çekti. “Uzlaştırmada, yüzyüze iletişim ve uzlaşmak, esastır. Telefonla değil, örneğin adliyeye çağırıp, geldiğinde yüzyüze bilgilendirmeyi yapıp teklifi iletmek lazım.” Diyen CÜNİ, bir başka yanlış alışkanlığın da, uzlaştırma teklifine öncelikle mağdurdan başlamak şeklinde gözlendiğini; mağdur kabul etmeyince sürecin burada kesilerek dosyanın kapatıldığını anlatarak, “Ben olsam önce dosyaya bakıp, kimden başlasam daha iyi olur diye düşünürdüm; hatta özellikle de şüpheliden başlardım. Şüpheli üzgünse, mağdurun zararını karşılayacaksa, bu argümanlarla mağdurla görüşmek, kurumun hayrına olur.” Dedi.

Sürecin de, mutlaka yeni yönetmeliğe göre  yürütülmesi gerektiğine dikkat çeken Daire Başkanı, “Raporlara baktığımızda, hala eski yönetmeliğe atıf yapıldığını, eski formların ve şablonların kullanıldığını görüyoruz. Yeni yönetmelik ekindeki formları kullanalım. Uzlaştırmacı,  uzlaştırmayla ilgili iş ve işlemleri özetmelidir. Suça ilişkin bilgilere asla yer verilmemelidir.” Dedi ve sözlerine şöyle devam etti:  “Bakıyoruz; müzakere yeri olarak mesela,  İstanbul yazıyor. Sokakta,  koridorda,  kalemde müzakere olmaz. Mümkün olduğunca uzlaştırma görüşme odalarını kullanmalıyız. Bazen görüyoruz; dosyayı teslim alıyor,  öteki ilçeye gidiyor,  çay bahçesinde görüşüyor,  raporunu hazırlayıp saat 16.00′ da da teslim ediyor. Olmaz. Hangi arada dosyayı okudunuz?.”

“Uzlaştırma,  zaman ve  çaba ister. Öylesine,  üstünkörü yapılacak bir iş değil.”

CÜNİ’nin şu sözleri de dikkat çekiciydi: “Biz,  uzlaştırmacıları sadece 2018 yılı için almadık. Herkese yetecek dosyamız var. Uzun yıllar bu işi yapacaksınız. Uzlaştırmanın ruhuna uygun davranmalıyız. Acele etmemeliyiz. İnsanlara,  istedikleri zamanı vermeliyiz. Uzlaştırma,  zaman ve  çaba ister. Öylesine,  üstünkörü yapılacak bir iş değil. Başka ülkelerde de bize anlattılar. ‘ uzlaştırma kurumunun yerleşmesi,  uzun yıllar ister’ dediler.”

Önümüzdeki aydan itibaren performans değerlendirmesinin başlayacağını söyleyen Daire Başkanı, ayrıca e-kitap hazırlığının tamamlanmak üzere olduğunu, uzlaştırmacının adım adım aşamalar açıkça görebileceği bu kitabın Aralık ayında basılıp dağıtılacağını anlattı.

CÜNİ’nin tevzi sistemine ilişkin anlattıkları da çok ilgi çekti.: “Otomatik tevzi sistemi çok soruluyor. Önce her uzlaştırmacıya 1 dosya, ile başlandı;  sonra az puanı olan, çok puanı olanı yakalayıncaya kadar dosya verilmeye devam ediliyor. Şimdi,  1 dosya 5′ e çıkarıldı. Her Ağır Ceza bölgesinin ortalama puanı var. Pasif olan,  aktife geçtiğinde ortalama puana gelinceye kadar ona dosya veriliyor. Haklı mazereti olmadan red eden,  kendini pasif duruma getirene yaptırım için,  red işleminde verilen 1 puanı 2′ ye çıkaracağız. Yani otomatik tevzi sisteminde bir problem yok. Kimseye bir haksızlık yapılmıyor. Tüm uzlaştırmacılarımızın performansını,  bu 5 dosya üzerinden değerlendireceğiz.” Dedi.

Anadolu Adliyesi Uzlaştırma Savcısı Cengiz APAYDIN da, gözlemlerini aktardığı konuşmasına şöyle başladı: ”Çok para odaklı bakılıyor. Bu sağlıklı değil. Bu,  hep birlikte,  sistem olarak yaptığımız bir iş. Bakanlık,  taraflara kendi hukukunu yaratma imkanı getirdi. Sizler de buna katkıda bulunacaksınız. Bazen,  telefonla aradığınızda,  teklifi anlatmak zorunda kalabilirsiniz; ama  elinizdeki formdaki  19 maddeyi tek tek okumanız gerekiyor. Bazıları,  3 maddeden,  bazıları 19 maddeden etkilenir. Öyle hileyle,  bir- iki parlak cümleyle,  uzlaştırma yapamazsınız. Gerçekten tarafları dinlemeniz,  onlar olay hakkında sizlere dert yanarken, uzlaştırma kurumu lehine yorumlar yapmanız lazım.”

Uzlaşma’ yı bir tecrübe yolculuğu olarak görün.”

Adliyemizde 11 odamız var. Mümkün olduğunca adliyeye çağırın. Gelemiyorsa,  ayağına gitmek zorunda kalabilirsiniz.” Diyen APAYDIN, “Tabii dosyalar da güllük gülistanlık değil. Önümüzdeki yıl,  dosyalarda hep karşılaştığımız eksikler olmayacak. Örneğin tarafların iletişim bilgilerinin güncellenmesi gibi. Şimdi,  adliyedeki memurlardan şikayetler oluyor. Siz, onlara iyi davranın. O kadar iyi davranın ki, o memur da size iyi davranmak zorunda kalsın. Yani,  kalemle,  savcıyla diyalogunuzu, iletişimizi, sıkı ve iyi tutun.” Şeklinde öğütlerde bulundu. Ülke çapında başarı yüzdeleri açısından birinci sırada İzmir adliyesinin bulunduğunu, hedeflerinin İstanbul Anadolu Adliyesini birinci sıraya çıkarmak olduğunu anlatan APAYDIN, “Siz,  sadece gönderme kararıyla bağlı bir rehbersiniz. Bunun dışında,  kimseye teklif götürmeyeceksiniz. Teklif formunda ki 19 maddeyi tek tek okuyun. Raporu öz ve kısa tutun. İşinizi yaparken de, yasayı,  yönetmeliği ve elimizdeki eğitim kitapçığını tekrar tekrar okuyun. Uzlaştırmacının, hangi suçların uzlaştırma kapsamında olduğunu iyi bilmesi, dosyayı aldığında, bunlara dikkat etmesi gerektiğini unutmayın. Bunlar bir denetimden geçiyor,  ama gözden kaçabilir.” Derken, önce teklif formunun, sonra raporun imzalanacağını; bazı uzlaştırmacıların teklif formunu imzalatmadan, rapora imza aldığına dikkat çekti. Dikkat edilmesi gereken kimi noktaları özetlerken de, “İstinabe yoluyla teklifin yapılması bazen sorun oluyor. Ama tüm bunlar,  zamanla düzelecek. Taraflardan biri yurtdışında ise,  dosyanın hemen iade edilmesi gerekiyor. Teklif mesela,  asla müdafiye/ vekile yapılamaz. Küçüğe değil,  veli/ vasiye yapılacak; bunlardan da birine yapmak yeterli. Dosyayı alır almaz,  hemen adliyede,  ilk incelemeleri yapacaksınız. Kim,  kimle uzlaştırılacak? Bu hususta, ön tesbitlerinizi yaptıktan, eksikleri giderdikten sonra adliyeden ayrılacaksınız. Bu arada, sarf kararlarına takılmayın. 20-30 lira mevzularını dile getirmeye gerek yok.” Şeklinde konuştu. APAYDIN’ın ,  “Uzlaşma’ yı bir tecrübe yolculuğu olarak görün. Hakim- savcıların görev şartları,  insanların kimi suçları ne kadar kolay işleyebildiğini v.s. izleme,  inceleme imkanına kavuşuyorsunuz. Ayrıca,  uzlaştırma ile yaşadığınız manevi haz da çok önemli. Sizler, ilk sınava girenler şanslıydı. Ama, arkadaşlar, şimdi, hakim ve savcılara gösterilen itibarı, öyle kapıda memurların önünü iliklemesi filan gibi şeyler beklemeyin, o ayrı. Yine de adliyelere girişlerde kolaylık, otoparkların ücretsiz olması, muhtarlıklarla iletişimde kolaylıklar sağlanması gerekiyor. Sonuçta, sizler, adliyeye kendi keyfiniz için gelmiyorsunuz elbette….” Şeklindeki sözleri, salonda alkışlarla karşılanırken, “Bu ilk dönemde uzlaştırmacı olmak size nasip oldu!” Demesi de, kimi izleyicilerin şaşkınlığına yol açtı.

İSUDER YK üyesi Uzlaştırmacı Ayhan KATILMIŞ da konuşmasında, pratik sorunları, dört başlıkta özetledi. “İlk aşama, dosyanın alınması. 4062’den mesaj geldikten sonraki 24 saat içinde dosyayı kabul ya da red etmek gerekiyor. Peki, red işleminin gerekçelendirmesi nasıl yapılacak? Ayrıca, portal üzerinden dosyanın alınabilmesi lazım. Şimdi, dosyayı adliyede teslim alıyoruz. Dosya teslim alındıktan sonra,  adliyeden ayrılmadan önce dosyayı incelemek lazım. Sorunların çoğunun,  tebligat yapmamaktan kaynaklandığını görüyoruz;  o yüzden iletişim bilgilerini kontrol etmek lazım. İkinci aşamada, teklifin iletilmesi sorunu var. Telefon iletişimi elbette gerekli. Ancak,  teklif mutlaka yüz yüze yapılmalıdır. Zaten,  ilgili taraf,  uzlaştırmacının kimliğini biliyor; çünkü ona da SMS gidiyor. Yüzyüze görüşüp,  teklif formunu imzalatmak lazım. Olamıyorsa,  tebligatla….” şeklinde konuşan KATILMIŞ, “Teklif formunun 19 maddesini kesinlikle hıfz etmemiz lazım. Taraflar bunu okumayabilir,  okusa da anlamayabilir. Yani,  bizim onlara bunu çok iyi anlatmamız,  kendi özgür iradeleriyle karar vermelerini kolaylaştırmamız gerekir.” Dedi.

KATILMIŞ, cezaevlerinde, kimlik ve görevlendirme yazısı olmasına rağmen,  girişte ve görüşmekte  problem yaşandığına dikkat çekerek, “kesinlikle cezaevi savcılığından görüş izni almaya gerek yok. Ama,  giderken,  gitmeden önce,  idare ile görüşmekte fayda var.” Dedi.

Raporun hazırlanması konusuna da değinen KATILMIŞ,  taraf sayısından  bir fazla hazırlanacak raporun kısa ve öz olması gerektiğini; uzlaşma sağlandıysa,  ‘uzlaşma sağlandı. Edim  …’ dır.’ Şeklinde ifade edilmesi gerektiğini; eğer edim,  maddi ise,  çok iyi ifade edilmesi gerektiğini; edimin ifasının takibinin büroca yapılması gerektiğini;  ayrıca hukuka ve ahlaka uygun bir edim olması gerektiğini, bunun da önce uzlaştırmacı, sonra da savcı tarafından  bunun kontrol edilmesi gerektiğini; uzlaşma sağlanamamışsa rapor hazırlamaya gerek olmadığını anlattı.

Bu sırada, söz alan savcı Cengiz APAYDIN, “30+ 20 günlük süre,  yasal bir süre değil.  Ayrıca, uzlaşma sağlanamamışsa, dosyanın teslimi, bir üst yazıyla yapılır.  Yani teklif aşamasında kaldıysa,  rapora gerek yok. Üst yazıda da kimlik bilgileri  ve banka bilgisi bulunmalı. Ayrıca,  üst yazıda,  sarf giderlerini yazalım.Bu hali, bazı savcılıklarca kabul ediliyor,  bazılarında edilmiyor.” Dedi.

Daire Başkanı CÜNİ de, araya girerek, “Rapor,  ancak müzakere aşamasına geçilmişse,  düzenlenir. Teklif aşamasında kaldıysa,  yapılan iş ve işleri özetleyen bir bilgilendirme tutanağı düzenlenecek. Ayrıca, raporda,  giderlerle ilgili ifadeler güzel durmuyor. O yüzden, bunlar, üst yazıda, ya da bilgilendirme tutanağında olmalı. Bazı savcıların,  edim tamamlanıncaya kadar raporu onaylamadığı gözleniyor; ki bu yanlış. Uzlaştırmacının görevi bitmiştir. Böyle bir şeyle karşılaşırsanız,  bize, daire başkanlığına  bildirin. İkinci bir husus,  telefonla bilgilendirme yaptı. Kabul etmedi,  bana göndermeyin,  imzalamıyorum, dedi. Bazı savcılıklar,  tebligat da gönderin diyor. Bu da yanlış. Yüz yüze görüşüp,  imzalamamışsa,  imzadan imtina etti diyeceksiniz. Artık tebligata gerek yok. Yönetmelikte,  hangi hallerde tebligat yapılacağı yazılmıştır. Portalda,  size faydalı olacak hususlar eklenecek. Artık dosyayı portaldan alabileceğiz.” Şeklinde konuştu.

Konferansın ikinci bölümünde, konuşmacılar,  izleyicilerden gelen soruları yanıtladılar. Yanıtlardan dikkat çeken cümleleri şöylece özetlemek mümkündü:

– “Bilgilendirme tutanağı,  sadece uzlaştırmacının imzasını taşır.”

– “Red etmektense,  kendinizi pasif yapın. Dezavantajınız olmaz.”

– “Mümkün olduğunca,  kamusal alanlarda,  müzakere yapın  Mesela pazar günü yapmayın,  cumartesi yapabilirsiniz.”

– “Belediyelerle görüşüyoruz  Görüşme odalarının kurulması için.”

– “Gizli,  tarafın kendini rahat hissedeceği, uzlaştırma ilkelerine uygun ortamlarda yapılır müzakere. Biz,  adliyeyi,  taraf kendini güvende hissetsin diye,  öneriyoruz. Yoksa şart değil.

– “Elyazısıyla rapor olmasında bir sakınca yok. Ancak,  elektrik yoktur,  bilgisayar yoktur mesela;  elyazısıyla da olabilir.”

– “İstinabenin dönüşünün uzun olması sorunu, maalesef,  sadece uzlaştırmaya özgü bir sorun değil. Öneri,  uyaptan yapılırsa,  daha çabuk olur.”

– “Uzlaştırmanın gerçek aktörü,  uzlaştırmacı. Bizim görevimiz buna uygun ortamları sağlamak,  sizin göreviniz de tarafların uzlaşması için uygun ortamı oluşturmak.”

– “Biz büyük bir aileyiz. Toplumsal barışa büyük katkı sağlıyorsunuz.”

– “Tevzi sistemi ile ilgili soru ya karşı: bir sıkıntı yok. Herkese adil davranılıyor: 5 dosya.”

– “Adliye odalarının haftasonu açık olması: bu konuda bir çalışma yapabiliriz.”

– “Portaldaki beyan numarasına sms gidiyor. Taraflar açısından da böyle. Dosyada hangi numara varsa ona gidiyor.”

– “Her uzlaştırmacının 3 adliye seçmesini isteyebiliriz. Yazılım geliştirilebilir, önümüzdeki yıl.”

– “Puanlama kriteri,  yönetmelikte yazıyor. Suçun niteliği,  tarafların bulunduğu yer,  raporun süresi,  uzlaştırmacıdan kaynaklanması,  taraflardan kaynaklanması vs. Bu kriterler,  sisteme yüklendi. Bazıları otomatik çıkıyor,  bazılarını memur giriyor. Memura söyleyin,  tutanağa da yazın,  bizim dikkatimizi çeksin. Önümüzdeki yıl,  puanlarınızı göreceksiniz.”

– “Teklif aşamasında kaldıysa,  kesinlikle rapora gerek yok. İsteyen hakim varsa mesela,  demek ki konuyu bilmiyor.”

– “Uzlaştırmacı eğitimi başlayacak. Sınav belli değil.”

– “Uzlaşma teklifi,  vasiye yapılacak. Vasi henüz atanmamışsa, uzlaştırma savcılığına bildireceksiniz; orası Sulh Hukuk hakimliğinden isteyecek.”

Arabulucu-Uzlaştırmacı-Avukat V. Tülay YÜKSEL-OKM