DESİBEL
( Komşuluk Hukukuna İlişkin Uyuşmazlığın Arabuluculuk Yolu ile Çözümüne Örnek Gerçek Bir Öyküdür)
Fatih’ te gelinlikleri ile meşhur bir iş Merkezi’ nin uzun süredir avukatlığını yapıyorum. Bu çarşı da gelinlikçi dükkanı olan Mehmet Bey, bir süre önce bana telefon açtı ve işyerine yakın olan oturduğu evin alt kattında bulunan işyeri ile sorunu olduğunu ve dava açmak için benimle görüşmek istediğini söyledi. Yürüme güçlüğü çekmesi ve tekerlekli sandalye kullanıyor olması nedeniyle Bakırköy’ de bulunan Hukuk Bürosu’ na gelmesi zordu, bu nedenle, biz oraya gelelim dedim. Ama o günlerde yoğun olduğum için benim de o tarafa gitmem zordu. Avukat Büşra Hanım gitti, görüştü, görüşme özetini bana aktardı. Birinci katta oturdukları binanın giriş katında bulunan tavuk eti deposunun bodrum da bulunan motorunun gürültüsünden rahatsız olduklarını, gece uyuyamadıklarını vs. aktardı. Dava açmak istediklerini , ancak , dava açılması halinde davanın kazanılacağından emin olmak istediklerini de.
“İnsanın hürriyeti, komşusunun hürriyetinin başladığı yerde biter.” Frederic William Karrar
4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 737 nci maddesinde “ Herkes, taşınmaz mülkiyetinden doğan yetkilerini kullanırken ve özellikle işletme faaliyetini sürdürürken komşularını olumsuz şekilde etkileyecek taşkınlıktan kaçınmakla yükümlüdür. Özellikle taşınmazın durumuna, niteliğine ve yerel âdete göre komşular arasında hoş görülebilecek dereceyi aşan duman, buğu, kurum, toz, koku çıkartarak, gürültü veya sarsıntı yaparak rahatsızlık vermek yasaktır.Yerel âdete uygun ve kaçınılmaz taşkınlıklardan doğan denkleştirmeye ilişkin haklar saklıdır” hükmü yer almaktadır. Bu kanun maddesinde de açıkça yazıldığı üzere “ niteliğine ve yerel adete göre komşular arasında hoş görülebilecek dereceyi aşan “ rahatsızlık kanunen yasaklanmıştır. Komşuluk “belli bir yöredeki taşınmazlarda oturanlar veya o yörede işyeri olanlar ya da birbirine yakın taşınmazlardan yararlananlar arasındaki ilişkiyi tanımlayan bir kavram”[1] olduğuna göre komşuların aynı binada olup olmamaları, konut ya da işyeri olup olmaması da önem arzetmemektedir.
Evet, gürültünün önlenmesi ve rahatsızlığın giderilebilmesi için, Noter den ihtar çekmekten başlayarak Tespit Davası, Önleme Davası, Tazminat davası… açılabilirdi. Ancak, öncelikle gidip yüzyüze görüşmek ve dava dışı bir çözüme gitmek, arabuluculuğu denemek yarar sağlar mı değerlendirmek doğru olanıydı; ben de avukat kimliğimden öte arabulucu kimliğimle gittim Mehmet Bey ile ve öğretmen olan ve kendisine destek olan değerli eşi ile görüştüm. Uyuşmazlığın başlangıcını, sürecini ve bu arada yapılan hukuki işlemleri dinlerken bir taraftan da bu uyuşmazlığın arabuluculuğa oldukça uygun olduğunu düşünüyordum ki düşünmekle de kalmadım söyledim kendilerine: Sizin bu hukuki sorununuz arabuluculukla çözülmeye çok uygun dedim. Fakat, müvekkil adayım, avukatıyla aynı fikirde değildi, ona göre “dava açmaktan başka çare yok”tu.
“Komşu komşunun külüne muhtaçtır” Atasözü
Komşu komşusunu hem rahatsız etmeyecek ama “hoşgörü” sınırları içerisinde kalan gürültüye de katlanacaktır. Hoşgörü sınırları aşıldığında elbet diğer rahatsız olan komşunun yargıya başvurması , tespit, önleme, giderme, tazminat vb. talepli hukuki taleplerle dava açması ilk akla gelen olmaktadır. “Seni mahkemeye vereceğim, sürüm sürüm süründüreceğim, sen ne biçim komşusun , böyle komşu olmaz olsun…” sözleri anlık bir öfke ile söylenebildiği ve bir süre sonra unutulabildiği gibi , anlaşmazlık çözülmemesi ve rahatsızlığın artarak devam eder boyut kazanması halinde komşular mahkeme salonlarına taşınabilmektedir.
Binayı, Motoru yerinde görmek; motorun çıkardığı gürültüyü bizzat duymak daha doğru bir analiz yapmak ve çözüm üretmek için yararlı olabilirdi bu nedenle “isterseniz gelin gidelim siz de görün “ şeklindeki önerilerini kabul ettim, yerinde yani binanın bodrum katında inceleme yaptım hatta motoru ve çalışırken çıkardığı gürültüyü cep telefonumun kamerasına çektim. Giriş kattaki depo olarak kullanılan dükkanda bulunan birileri varsa görüşmek istedim ama yoktu, kapısı kapalı idi. Cadde üstünde dönerci dükkanları olduğunu söyledi Mehmet Bey in eşi . Ben gidip bir görüşeyim dedim, tamam dediler. Patronları “Bülent Bey” dükkanda yoktu ama elemanına kısaca geliş sebebimi anlattım , Bülent Bey’ in cep telefonunu numarasını aldım ve kartımı bıraktım.
“Toplumsal hayatta en yararlı erdem hoşgörüdür.” Dale Carnegie
Bir toplumda birlikte yaşama olanağı sağlayan insancıl, gerçekçi, zorunlu temel hukuk kuralına göre, hakim; “somut olayın özelliğini, taşınmazların konumlarını, kullanma amaçlarını, niteliklerini, yöresel örf ve adetleri, toplumun doğal ihtiyaç ve gerçeklerini gözönünde bulundurarak, komşuların birbirlerine göstermekle yükümlü oldukları olağan katlanma ve hoşgörü sınırını aşan bir taşkınlığın bulunup bulunmadığını saptama, zararı giderici önlemlerden en uygununu bulma, kaçınılmaz müdahaleleri yapmak suretiyle özverileri denkleştirme durumunda”[2] kalmaktadır.
Bir aklıselim üçüncü kişinin araya girmesi, telkini, tarafları barıştırması halinde çözülebilecek bir takım hukuki uyuşmazlıklar bu şekilde yargıya intikal etmekte bu durum da zaten ağır olan mahkemelerin yükünü daha da arttırmaktadır. Yargılama süreci de uzun ve masraflı olmakta ve bu sürede taraflar arasındaki husumet azalmak bir yana artmaktadır. Yargılama sırasındaki önüne gelen belgelere ve duruşmadaki beyanlara göre karar vermek durumunda kalan hakimin verdiği karardan çoğu zaman bir taraf bazen iki taraf da memnun olmamaktadır.
Mehmet Bey’ e durumu izah ettim, “bir kaç gün bekleyelim, bu uyuşmazlığınızı öncelikle arabuluculuk ile çözmeyi deneyelim, eğer teklif kabul edilmez ise ya da görüşmeler olumlu neticelenmez ise yargı yolu zaten açık “dedim. “Eğer yargı yoluna gidersek vekalet ücreti ve yargılama masrafları 5000 TL yi aşabilir; ancak bir saat içinde arabuluculuk ile çözümlenir ise 500 TL benim için yeterli olur” dedim. Şifahi olarak kabul etti.
“Başkalarının iyiliği için uğraşan bir kişi, kendi iyiliğini de garanti altına almıştır”.Confucius
Peki ne yapmalı? Yargıya gitmeden – hatta yargıya gidilmiş olsa da- bu tür uyuşmazlıkların çözülebilmesi için alternatif yollar yok mudur? Elbette var: Sulh ve Arabuluculuk. Hakim, “ tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği davalarda onları sulhe-ve arabuluculuğa- teşvik eder ve bu hususları tutanağa geçirir.” ( 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 137/1, 140/2,3 ) Aynı şekilde avukat da müvekkilini arabuluculuk ve arabuluculuk süreci hakkında bilgilendirmekle yükümlüdür.
1136 Sayılı Avukatlık Kanunu’ nun “Uzlaşma Sağlama” başlıklı 35/A maddesinde “Avukatlar dava açılmadan veya dava açılmış olup da henüz duruşma başlamadan önce kendilerine intikal eden iş ve davalarda, tarafların kendi iradeleriyle istem sonucu elde edebilecekleri konulara inhisar etmek kaydıyla, müvekkilleriyle birlikte karşı tarafı uzlaşmaya davet edebilirler. Karşı taraf bu davete icabet eder ve uzlaşma sağlanırsa, uzlaşma konusunu, yerini, tarihini, karşılıklı yerine getirmeleri gereken hususları içeren tutanak, avukatlar ile müvekkilleri tarafından birlikte imza altına alınır. Bu tutanaklar 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 38 inci maddesi anlamında ilâm niteliğindedir.” Hükmü yer almaktadır. Arabuluculuk ile ilgili olarak da avukatın müvekkilini bilgilendirme hak ve sorumluluğu bulunmaktadır. Çünkü, avukat , müvekkilinin çıkarını , müvekkili için en doğru olanı gözetmekle de mükelleftir.
Birkaç gün geçti, kimse aramadı…Bunun üzerine ben Bülent Bey’ i aradım, kendimi tanıttım, niçin aradığımdan bahsediyordum ki Bülent Bey, elemanının kendisine durumu anlattığını , kendisinin de bugün bizi aramayı düşündüğünü, aramamın iyi olduğunu söyledi. Ve telefonda 40 dakikaya yakın bir süre şimdiye kadar aralarında ne kadar sorun varsa aktardı. “Beni şikayet etmedik yer bırakmadılar” dedi. “Evet, eskiden gürültülü oluyordu, bu sebeple, bodruma aldık soğutucunun motorunu” dedi. “sıfır sessizlik diye bir şey olmaz “ dedi. “Bunlar beni buradan çıkartıp, gelinlikçi dükkanı açmak istiyorlar “dedi….”istedikleri yere başvursunlar, istedikleri davayı açsınlar, desibel ölçümü bile yaptırdık, bunu kendileri de biliyor, desibel gürültü sınırının altında çıktı..vs.” de dedi. Konuşmanın satır aralarını önemsemesem, “ bunlar anlaşamaz, yargıda çözümü aramalı” derdim. Ancak bir araya getirmeyi başarabilirsem anlaşmalarını sağlamayı da başarabilirim diye düşündüm.
6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ‘ nda “Taraflar dava açılmadan önce veya davanın görülmesi sırasında arabulucuya başvurma konusunda anlaşabilirler. Mahkeme de tarafları arabulucuya başvurmak konusunda aydınlatıp, teşvik edebilir. Aksi kararlaştırılmadıkça taraflardan birinin arabulucuya başvuru teklifine otuz gün içinde olumlu cevap verilmez ise bu teklif reddedilmiş sayılır. (m.13) Başkaca bir usul kararlaştırılmadıkça arabulucu veya arabulucular taraflarca seçilir.(m.14) Arabulucu, seçildikten sonra tarafları en kısa sürede ilk toplantıya davet eder. Taraflar, emredici hukuk kurallarına aykırı olmamak kaydıyla arabuluculuk usulünü serbestçe kararlaştırabilirler.
Taraflarca kararlaştırılmamışsa arabulucu; uyuşmazlığın niteliğini, tarafların isteklerini ve uyuşmazlığın hızlı bir şekilde çözümlenmesi için gereken usul ve esasları göz önüne alarak arabuluculuk faaliyetini yürütür. Niteliği gereği yargısal bir yetkinin kullanımı olarak sadece hâkim tarafından yapılabilecek işlemler arabulucu tarafından yapılamaz. Dava açıldıktan sonra tarafların birlikte arabulucuya başvuracaklarını beyan etmeleri hâlinde yargılama, mahkemece üç ayı geçmemek üzere ertelenir. Bu süre, tarafların birlikte başvurusu üzerine üç aya kadar uzatılabilir. Taraflar arabuluculuk müzakerelerine bizzat veya vekilleri aracılığıyla katılabilirler. (m.15) …” maddeleri yer almaktadır. Arabulucu , arabuluculuk faaliyetinin başında, tarafları arabuluculuğun esasları, süreci ve sonuçları hakkında gerektiği gibi aydınlatmakla yükümlüdür. (m.11)
“Sizi buraya –Bakırköy- kadar yormayacağım, yakınınızdaki Gelinlikçiler Çarşısı Yönetim Odası’ nda görüşme yapabiliriz, Ali Bey ile görüşeceğim eğer kabul ederseniz dedim ve ajandama göre uygun bir gün ve saati belirttim , kendilerine de uygun olup olmadığını sordum “ uygunum” dedi. Bunun üzerine Ali Bey’ i aradım, Ali Bey “Ne demek İhsan Bey, siz bizim avukatımızsınız, böylesine güzel bir amaç için her zaman burayı kullanabilirsiniz” dedi. Bunun üzerine Mehmet Bey i arayıp, gelişmeleri özetle aktardım.
Arabuluculuk görüşmelerinin yapılması için en elverişli yer , tarafların uygun göreceği tarafsız bir bölgedir. Taraflardan birine veya avukatına ait bir yerde toplanmak sağlıklı sonuç doğurmayabilir. İmkanlar elveriyor ise, toplantıların arabulucuya ait bir mekanda yapılması, arabulucunun görüşmelerde daha fazla kontrol sahibi olması açısından da uygundur.[3]
Arabuluculuk Daire Başkanımız Sn. Hakan Öztatar’ ın “ Arabulucu olan ancak müzakereye katılmamış arkadaşlarınızı da deneyim kazanmaları için – tarafların muvafakatını alarak – davet ediniz” şeklindeki arabuluculuğun yaygınlaşması için biz arabulucuları motive eden sözlerini de dikkate alarak Avukat aynı zamanda Arabulucu olan bir üstadım ı da dilerse görüşmeyi izlemek ve gerekirse “eş arabulucu” olarak arabuluculuk görüşmesine katılabileceğini söyledim. Üstelik üstadın hukuki konulardaki ve insan ilişkilerindeki bilgi ve tecrübesi avukatlık alanında olarak olduğu kadar arabuluculuk müzakeresinde de bir avantaj oluşturuyordu.
Peki kimdir bu arabulucu, nedir bu arabuluculuk?
Arabuluculuk , sistematik teknikler uygulayarak, görüşmek ve müzakerelerde bulunmak amacıyla tarafları bir araya getiren, onların birbirlerini anlamalarını ve bu suretle çözümlerini kendilerinin üretmesini sağlamak için aralarında iletişim sürecinin kurulmasını gerçekleştiren, uzmanlık eğitimi almış olan tarafsız ve bağımsız bir üçüncü kişinin katılımıyla ve ihtiyarî olarak yürütülen uyuşmazlık çözüm yöntemi ; Arabulucu ise arabuluculuk faaliyetini yürüten Adalet Bakanlığı Arabuluculuk Daire Başkanlığı Arabuluculuk Sicili’ ne kayıtlı bulunan gerçek kişiyi ifade etmektedir. (m.2) ( Mesleğinde en az beş yıllık kıdeme sahip hukuk fakültesi mezunu olmak, arabuluculuk eğitimini tamamlamak ve Adalet Bakanlığı’ nca yapılan yazılı ve uygulamalı sınavında başarılı olan , kasden işlenmiş bir suçtan mahkum olmayan tam ehliyetli Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı Arabuluculuk Sicili’ ne kaydolarak ve her yıl ödenmesi gereken aidatı ödeyerek “Arabulucu” sıfatını kullanabilir ve arabuluculuk yapabilir.-HUAKY m.24/3) Avusturya’ da da “arabulucu” dan kasdedilen listeye kayıtlı arabulucudur.[4]
“Esas olarak arabuluculukta tarafsız olmak, arabulucunun uyuşmazlığın çözümünde elde edilecek sonuçla ilgili kişisel düşüncesinin olmadığı anlamına gelmemektedir. Zira duygular, değerler, öncelikler bütün bunlar insan olmanın bir parçasıdır.Ancak, arabuluculukta tarafsızlıkla kastedilen husus, arabulucunun uyuşmazlığın çözümü ile kişisel düşünce ve kanaatinin, arabuluculuk sürecinde üstlendiğigörevi etkilememesidir.[5]
14.04.2016 Saat 15.00 de başlayacak olan görüşme öncesi tarafları arayarak görüşmeyi teyid ettim. Nihayet görüşme saatinden de önce hepimiz yönetim odasındaydık… Yılların deneyimli işadamı olan çarşı yönetim kurulu başkanı Ali Bey “ İhsan Bey, burası sizin mekanınız, hiç çekinmeden çay, kahve… ne isterseniz söyleyin. Ben taraflardan birini tanıdığım için burada kulak misafiri olmak istemem, çarşı içerisindeyim, görüşme sonrası gelirim” dedi ve mekanı bize bıraktı.
Mehmet Bey 7 yaşında skolyoz hastalığına yakalanmış bu nedenle belinde kamburluk oluşmuş ve yürüme zorluğu çekiyor ve tekerlekli sandalye kullanıyor. Eşi Nevin Hanım, öğretmen ve mesai saatleri dışında eşine yardımcı oluyor. Nevin Hanım’ ın öğretmen olması , olaylara daha soğukkanlı ve akılcı çözümler önermesinden belli oluyor. Mehmet Bey, fiziğine değil aklına güvenen ve sözünü sakınmadan söyleyen biri. Bülent Bey, iri cüssesinin altında iyi kalpli bir insan görüntüsü veriyor. (Bu gözlem, bilgi ve değerlendirmelerde değerli Arabulucu-Av. üstadın da katkıları olmuştur)
Önceden hazırlamış olduğum çoklu tutanak örneği, bilgilendirme formu, bilgisayarım masadaydı. Mehmet Bey ve eşi, ardından Bülent Bey’ in konuşmaları birbirine karışıyordu. Müdahalede biraz geç kalsam bir taraf odayı terkedebilirdi.
Arabuluculukta müzakere yaklaşımları, dört ana grupta toplanabilir.Bunlar; mücadeleci yaklaşım, işbirlikçi yaklaşım, problem çözücü yaklaşım ve iyileştirici müzakeredir.[6]Arabulucunun duygulara tepkisi üç aşamadan oluşmalıdır.Tarafın güçlü duygular içinde farkına varılması, duyguların teşhisi ve ve buna uygun bir müdahale tekniğinin geliştirilmesi.Ayrıca, arabulucu, taraflar arsındaki negatif havayı dağıtmaya çalıştığı gibi, pozitif bir havanın oluşmasına da çalışmalıdır.[7]Gerilimin yükseldiği dönemde arabulucu öncelikle hemen araya girmelidir.Böyle durumlarda vakit kaybetmemek gerekir.Ses tonu değişikliği, taraflar arasında göz temasının kesilmesi gibi yöntemlerle, tekrar kontrolün ele geçirilmesine çalışılmalıdır.
“Hoşgeldiniz” diyerek arabuluculuk açılış konuşmasına başladım. Taraflar ismimi bilse de “Ben Arabulucu İhsan Berkhan, her ne kadar Avukat olsam da şu an burada Arabulucu sıfatıyla bulunuyorum” dedim.
Arabulucu, arabuluculuk faaliyeti sırasında bu unvanını belirtmek zorundadır. (HUAK.m. 6/2)
Bu arada diğer arabulucu üstadımı da tanıttım, muvafakatıniz olur ise onun da görüşmede hazır bulunacağını belirttim. “Tamam” dediler.Taraf bilgilerinden sonra, uyuşmazlık konusunu tutanağa geçirdim. Ücret konusu görüşürken Depo sahibi Bülent Bey, “Ben hiçbir şey ödemem, ben buraya mahkeme olmaya gelmedim. Bunların derdi zaten beni oradan uzaklaştırmak, bulsunlar bana benzer özellikle ve değerde bir yer çıkayım…” dedi. Bunun üzerine Mehmet Bey , ben de zaten “Arabuluculuk istemedim, Mahkemeye gitmek istiyorum. Bu nedenle Avukat Bey’ e başvurdum ” dedi.
Arabulucu yapmış olduğu faaliyet karşılığı ücret ve masrafları isteme hakkına sahiptir. Arabulucu, ücret ve masraflar için avans da talep edebilir. Aksi kararlaştırılmadıkça arabulucunun ücreti, faaliyetin sona erdiği tarihte yürürlükte bulunan Arabulucu Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenir ve ücret ile masraf taraflarca eşit olarak karşılanır. (HUAK.m.7/1,2)
Yani taraflar en uzlaşmaz cümleleri peş peşe kurmaya ve bu uzun cümleleri birbirlerine ok gibi fırlatmaya başladılar. O anda “ galiba bu iş olmayacak” diye geçti içimden ama pes etmeye niyetim yoktu. Dedim ki “Eğer hep birlikte konuşursak hiç birimiz diğerinin ne dediğini duyamaz. Bu nedenle gelin öncelikle biri konuşurken diğerinin sessiz kalması ve sırayla konuşulması konusunda anlaşalım, ben size arabuluculuk konusunda bir bilgilendirmeye devam edeyim , ücret konusu önemli değil, daha sonra da konuşuruz “ dedim bu teklifimin zımnen kabulü üzerine Arabuluculuğun ne olduğunu, arabulucunun kim olduğunu, arabuluculuğun temel ilkelerini, arabuluculuk sürecini anlattım.
Tarafların arabulucuya başvurmak, süreci devam ettirmek, sonuçlandırmak veya bu süreçten vazgeçmek konusunda serbest ve eşit haklara sahip oldukları , arabuluculuk sürecinin arabulucu ve taraflar açısından gizli olacağı ve bu gizliliğe uyma zorunluluğu ; arabuluculukta ileri sürülen bilgi ve belgelerin – arabuluculuk olmasaydı dahi ileri sürülebilecek bilgi ve belgelerden olması dışında- mahkemede, tahkimde delil /beyan olarak ileri sürülemeyeceği “Arabuluculuğa İlişkin Temel İlkeler” başlığı ile kanunda belirtilmiştir. (HUAK.m.3,4,5)
Bu arada yine zaman zaman konuşmanın sırasına küçük müdahalelerde bulunmak durumunda kaldım. İsterler ise süreçten çekilebileceklerini, yargı yoluna başvuru haklarının her zaman olduğunu , anlaşma sağlanması halinde bu anlaşmanın bir mahkeme ilamı hükmünde olduğunu, tarafların gerekir ise arabuluculuk anlaşmasını yetkili ve görevli mahkemeye götürerek icra edilebilirlik şerhi alabileceklerini; ama eğer her iki taraf da anlaşmaya uymaya devam ederse böyle bir işleme bile gerek kalmayacağını aktardım taraflara.
Taraflar arabuluculuk faaliyeti sonunda bir anlaşmaya varırlarsa, bu anlaşma belgesinin icra edilebilirliğine ilişkin şerh verilmesini talep edebilirler. Dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmuşsa, anlaşmanın icra edilebilirliğine ilişkin şerh verilmesi, asıl uyuşmazlık hakkındaki görev ve yetki kurallarına göre belirlenecek olan mahkemeden talep edilebilir. Davanın görülmesi sırasında arabuluculuğa başvurulması durumunda ise anlaşmanın icra edilebilirliğine ilişkin şerh verilmesi, davanın görüldüğü mahkemeden talep edilebilir. Bu şerhi içeren anlaşma, ilam niteliğinde belge sayılır.( HUAK.m18/2)
Özel görüşme yapmaya gerek duymadım, taraflardan da böyle bir talep gelmedi. Ama görüşme öncesi başvurucu ile özel görüşmemiz ; karşı tarafla da telefonda yaptığımız görüşmeler toplantıda yaşanan tıkanıkların aşılmasında çok yararlı oldu. Bu nedenle, bir taraf konuşurken diğer tarafın lehine olan cümleyi tekrarlayarak diğer tarafın duymasına yardımcı olmaya gayret ettim. Zaman zaman sorularımla her iki taraf için de önemli olan noktalara işaret ettim, süreci yönlendirdim ama çözüm empoze etmedim.
Örneğin, “Bülent Bey, bodrum katına ben de indim ve soğutucu motorunu çalışır vaziyette iken gördüm. Acaba, duvara bitişik monte edildiği için yukarı katlara gürültü ve titreşim daha fazla çıkıyor olmasın? “dedim. “Olabilir” dedi. “Peki motoru duvardan biraz uzaklaştırmayı düşünür müsünüz? “ diye sordum. “Evet, o zor değil” dedi.Bu önemli bir dönüm noktası idi. Sonra , diğer önerileri de – ki bu önerileri hazırlık görüşmeleri sırasında başvurucunun istediğini öğrenmiştim- sıraladım. “Mehmet Bey, ‘ses izolasyonu da yapılsa iyi olur’ demişti, izolasyon çok maliyetli bir şey mi?, izolasyon yaptırabilir misiniz?” diye sordum, bakışlarımla başvurucu ve eşinin de onayını alarak, “Evet” dedi Bu Bey, o bir günlük iş. Bu ikinci noktayı da önümde duran kağıda not aldım.
Mehmet Bey’ in eşi Nevin Hanım, motor gürültüsünün yanında gece geç saatlerde hatta pazar günleri erken saatte depoya giren çıkanlar yüzünden uyuyamadıklarını, bu elemanların çok gürültü yaptıklarını sesli konuştuklarını söyledi. Bunun üzerine “Bülent Bey, siz elemanlarınızı uyarıyor musunuz? Mesai dışı zamanlarda girmek zorunda kaldıklarında sessiz olmalarını söylüyor musunuz? Elemanlar patronlarının sözünü dinlerler sanıyorum” dedim. Bunun üzerine Bülent Bey “ eskiden belki gürültü yapmış olabilirler ama şimdi başlarında çok güvendiğim bir şefleri var, ben yine de uyarırım” dedi. Bu beyanı da notuma aldım.
Kendisinin oradan çıkarılmak istendiği duygusuna kapılan Bülent Bey in bu duygusunun yersiz olduğu Mehmet Bey e ve eşi Nevin Hanım a sorumlarımla verilen cevaplarla anlaşıldı. Nevin hanım tebessümle “Bir ara düşünmedik değil, ama şimdi düşünmüyoruz, istediği kadar orada dursun bahsettiğimiz hususlara uyulsun, gürültü olmasın” dedi.
Ayrıca, motor çalıştırma saatlerinin sabah 09.00 yerine 11.00 e alınması; kapama saatlerinin de 11.00 yerine 21.00 e alınması konusunda da anlaşma sağlandı.
Bu arada eş arabulucu Recep Duran Bey de tebessümlü bir yüz ifadesi ile tarafların anlaşmaya doğru giden tutumlarından mutluluk duyduğunu belirten sözler söyledi.
Bu aşamada , artık daha fazla görüşmeyi uzatmadan, ara vermeden anlaşma ile sona erdirmek mümkün göründü. Ve anlaşma maddelerini tek tek okudum ve her iki tarafın da onaylamasını bekledim. “Evet, tamam”dediler. İmza öncesi son bir hamle ile bu anlaşmayı perçinlemek gerekiyordu. Madem öyle “haydi tokalaşın” dedim. Tokalaştılar.
Görüşmelerde tokalaşmak güven tesis etmek ve güven kazanmak bakımından yazılı belgeye bağlanmasından daha fazla anlam ifade etmektedir.[8]
Muvafakatlarını da alarak bu güzel heyecanlı anlamlı anı fotoğrafladık. İşte dedim “bir arabulucunun para kazanmaktan daha çok sevindiği mutlu olduğu an budur, yani tarafların anlaşması anıdır. “ Anlaşma metninin bir suretinin Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü’ ne – istatistiki verilerde değerlendirilmek üzere- gönderileceğini söyledim. Arabuluculuk görüşmelerinin başında “Ben ücret falan ödemem” diyen Bülent Bey, arabuluculuk ücretinin yarısını ödemeyi kabul etti.
Arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaştıkları, anlaşamadıkları veya arabuluculuk faaliyetinin nasıl sonuçlandığı bir tutanak ile belgelendirilir. Arabulucu tarafından düzenlenecek bu belge, arabulucu, taraflar veya vekillerince imzalanır. Belge taraflar veya vekillerince imzalanmazsa, sebebi belirtilmek suretiyle sadece arabulucu tarafından imzalanır. Arabuluculuk faaliyeti sonunda düzenlenen tutanağa, faaliyetin sonuçlanması dışında hangi hususların yazılacağına taraflar karar verir. Arabulucu, bu tutanak ve sonuçları konusunda taraflara gerekli açıklamaları yapar. Arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi hâlinde, arabulucu, bu faaliyete ilişkin kendisine yapılan bildirimi, tevdi edilen ve elinde bulunan belgeleri, ikinci fıkraya göre düzenlenen tutanağı beş yıl süre ile saklamak zorundadır. Arabulucu, arabuluculuk faaliyeti sonunda düzenlediği son tutanağın bir örneğini arabuluculuk faaliyetinin sona ermesinden itibaren bir ay içinde Genel Müdürlüğe gönderir. ( HUAK.m.17/2,3,4 )
Başvurucunun eşi dahil görüşmeye katılan herkesin imzasını anlaşma tutanağına aldıktan sonra birer suretini taraflara verdik. Arabuluculuğu seçmiş olmalarından ve uyuşmazlık konusunda anlaşmış olmalarından dolayı bir kez daha tarafları kutladık. Mekanını görüşmeler için bize ayıran Değerli müvekkilim Ali Bey’ e teşekkür ederek oradan ayrıldık.
Bu anlaşma ile komşular – yargıya başvurmak yerine arabuluculuk yolu seçerek – soğutucu motorunun çıkardığı gürültü desibelinden[9] komşuluğun hoşgörü seviyesinin daha yüksek olduğuna kendileri karar vermiş oldular.
İhsan BERKHAN ([10])
[1] Çelik Ahmet Çelik-Komşuların Birbirine Karşı Sorumluluğu, Makale, www.tazminathukuku.com
[2] A.g.m.
[3] KEKEÇ, E.K.,Arabuluculuk Yoluyla Uyuşmazlık Çözümünde Temel Aşamalar ve Taktikler,Adalet Yayınları,Ankara 2014, 2.Baskı, sf.156, Dipnot 113
[4] YILDIRIM, E.F., Avusturya ve Türkiye’ de Hukuk Uyuşmazlıkları Arabuluculuk Kanunu, XII Levha Yayınları, Eylül 2015, sf.17
[5] ÖZMUMCU, S.,Uzak Doğu’ da Arabuluculuk Anlayışı ile Türk Hukuk Sistemi’ nde Arabuluculuk Kurumuna Genel Bir Bakış, XII Levha Yayınları, Nisan 2013, 3.Baskı, sf.346
[6] KEKEÇ,a.g.e.,sf.45
[7] KEKEÇ,a.g.e.sf.316 Dipnot 272-273.
[8] ÖZMUMCU, a.g.e., sf.36
[9] Desibel (dB), belirli bir referans güç ya da miktar seviyeye olan oranı belirten, genelde ses şiddeti için kullanılan logaritmik ve boyutsuz bir birimdir. Desibel daima iki değer arasındaki karşılaştırmadır. https://tr.wikipedia.org/wiki/Desibel
[10] Arabulucu-Avukat , www.berkhan.av.tr