28-29 Nisan 2018’de Ankara’da toplanan Dernekler Çalıştayı’nın sonuçlarının paylaşıldığı ve kamuoyuna açıklanan Raporun değerlendirildiği DOSTLAR MECLİSİ-SÖYLEŞİ-I, 11 Mayıs 2018’de Bakırköy Mimarlar odası Lokali’nde gerçekleştirildi.
Toplantının açılışı Arb.Av. İhsan Berkhan, moderatörlüğü Arb. Av. Eğitmen Nur Özden tarafından yapıldı. Nur Özden, ‘Çalıştayın raporunun oldukça detaylı olduğunu, ancak iki günlük süreç hakkında izlenimlerini ve beklentilerini aktarması dileğiyle’, AGD (Arabuluculuk Gönüllüleri Derneği YK Başkanı Mehveş Ekşiler Özer’i, çalıştay sonuçları hakkında değerlendirmelerini paylaşması için davet etti.
Mehveş Ekşiler Özer, ‘mesleki örgütlenme hakkında daha özgül çalışmalar beklediğini, ancak başka sorunların da daha çok ön plana çıktığını; ikinci günde merkez ve organizasyon görüşmeleri olduğunu anlattı. Genel olarak, merkez, vergisel, mesleki sorunların konuşulduğunu, ilk çalıştay olması itibariyle fazla derine girilmediğini; sonraki çalıştaylarda organizasyon konusuna derinleşileceğini umduklarını’ anlattı
Özden’in, “bir grup meslek birliği olsun, bir grup olmasın mı diyor?” şeklindeki sorusuna, Özer, “hukukçu olmayanlar da girer kaygısı vardı aslında” şeklinde cevap verirken; Özden’in, “siyasi manüpilasyon kaygısı mı vardı?” sorusunu, Özer, “biraz o vardı” diye yanıtladı.
Özden’in , “Raporda hep güncel sorunlar konuşulmuş. Taraf vekilleri( avukat yada arabulucu olsa bile) tutumu, arabulucu açısından rahatsız edici olabiliyor. Arabulucunun, 4 haftalık sürenin sonuna kadar vermem demesi ya da taraf vekilinin hemen anlaşmazlık tutanağı istemesi, ya da arabulucunun asiller görüşmeden tutanağı yazmam/ vermem demesi, arabuluculuğun amacı dışında kullanılması vs. gibi uygulamada karşılaştığımız sorunlar, hele taraf vekilinin arabuluculuk eğitimi de yoksa, süreci bezdirici kılabiliyor. Taraf vekilinin bypass edilmesine dikkat etmek lazım. Yani arabuluculuğun etkin kullanımına dikkat çekmek lazım.” Şeklindeki değerlendirmelerine, Özer de katılırken, ‘çalıştayda, uygulamada yaşanan sorunlarla ilgili iki çalışma grubu olduğunu ve bu çalışma gruplarında arabuluculara yeterli eğitimin verilmediğine yönelik tesbitler yapıldığına’ dikkat çekti.
Özden, ‘anlaşmazlık tutanağı isteyen taraf vekilinin, bu beyanını tutanağa geçerek, illa da 4 hafta beklememize gerek kalmadan, anlaşmazlık tutanağını düzenleyip verilebileceğini; bir süre sonra taraf vekilleri bunun olumsuz sonuçlarıyla karşılaştıklarında, sürecin oturacağına inandığını; eğitim konusunun da çok önemli olduğunu, gerçekten 48 saatlik uzmanlık eğitiminin gerçekten az olduğunu’ söyledi.
Bu sırada, izleyicilerden Şeref Tekelioğlu söz alarak, ‘eğitim kadar, eğitimcinin de önemli olduğunu; hatta şu anda, burada olunmasının bile bir eğitim süreci olduğuna’ dikkat çekti.
Eğitim konusunda sohbete devam edildi, katılımcılar bu konunun önemine dikkat çektiler; arabulucu olarak da, avukat olarak da bu konuda eksiklerin bulunduğuna; personel ve hakimlerin eğitiminin de çok önemli olduğuna değinildi.
Özer, ‘çalıştayda değinilen konular arasında, toplantıya katılan taraf temsilcisinin vekaletnamesinin şekli konusu üzerinde de durulduğunu’ anlatırken, katılımcılar da, ‘şirket temsilcisine, ekli belgeleri varsa, beyaz bir kağıda yetki beyanının yazılıp imzalanması yeterli sayılırken, işverene bu hak tanınırken; başvurucu işçiye de tanınması gerektiğini’ dile getirdiler.
Özden, ayrıca, alacak kalemlerini tutanağa tek tek yazılması ve vekaletname konusuna değinerek, “işi hem gerektiği kadar sağlam, ama bezdirmeden yapmak lazım. Kuşu çok sıkarsak ölür, gevşek bırakırsak da ölür.” Dedi. Bu sırada söz alan Berkhan, “Şirketi adına arabuluculuk görüşmelerine gelecek kişinin avukat olması önemli, çalışanın adi yazılı belge ile görüşmelere katılabilmesi yani işçiye tanımadığımız hakkın işverene tanınması taraf eşitliğini zedeleyen bir durum. Bu düzenlemenin düzeltilmesi gerekmektedir ” Dedi.
Arabulucunun etiketi nedir? Avukat gibi serbest meslek mi, kamu görevlisi gibi mi?
Özer, “Dava şartı olunca biraz kamu görevlisi gibi gelişiyor…Bürokrasiden beklentiler var. Mesela yeşil pasaport, hakim teminatı, cezai sorumluluk hakkında daha rahat bir hüküm olsun, denetim mekanizması işetilsin gibi….Biraz beklentiler de çelişkiler var.” Dedi.
Uzmanlık eğitiminde ve müfredatında yaşanan sıkıntılar, uzmanlık eğitimlerinin o alanda çalışanlara verilmesi gerektiği konusunda görüşler ileri sürülürken; bu sırada moderatör Özden tarafından, Hollanda’da yaşayan ve arabuluculuk yapan Tenzile Erdal davet edilerek, Hollanda’daki uygulamalar konusunda bilgi aktarması istendi. Konuk Erdal, ‘hukuk fakültelerinde 1 yıllık eğitim olduğunu, bir de kısa, hızlandırılmış eğitim olduğunu, bu eğitimlerde pratik çalışmaların da önemli yer tuttuğunu; 17 bin arabulucunun yaklaşık 3 bininin avukat olduğunu, başka mesleklerden de arabulucular bulunduğunu’ anlattı.
“Derneklerin bakanlıkla bağlantısı nasıl? Akreditasyon yetkisi var mı?” sorusunu, Erdal, ‘akreditasyonu federasyon veriyor. Federasyonda, Bakanlık temsilcisi de var.” Şeklinde yanıtladı. Erdal, dernekler, federasyon ve uygulamalar konusunda izleyiciler tarafından yöneltilen soruları yanıtlarken de, ‘Federasyona kayıtlı her arabulucunun bir derneğe kayıtlı olmasının zorunlu olduğunu; herkesin eğitim alarak, ben arabulucuyum deyip faaliyet gösterebileceğini, ancak federasyona kayıt için ayrı bir sınav yapıldığını; Federasyona kaydın devam edebilmesi için arabulucunun yılda belli sayıda iş, puan yapmasının ve her yıl ekstra 18 saat eğitim almasının gerektiğini; diğer alanlarda örneğin 5 dosya yapması gerekirken, aile hukukunda 15 dosya yapmasının gerektiği; diğer alanlarda arabulucunun hukukçu olması aranırken, aile hukukunda bunun aranmadığını, ancak sürecin belli noktalarında, örneğin anlaşma metni hazırlanırken, bir avukatın devreye girmesinin sağlandığını; arabulucuların belli sayıda dosya yapması şartı aranırken, bunlarda anlaşmayla sonuçlanmasının şart olmadığını; 3 ay sürede sonuçlanmazsa, mahkemeden sürenin uzatılmasının istenebildiğini; arabulucu ücretinin, sonucuna göre ya da süresine göre değişmediğini, 1 saat de olsa, 100 saat de olsa, aynı ücretin ödendiğini; boşanma davalarında, tarafların ayrı ayrı 500-Euro ödediğini, dosyanın mahkemeden gelmesi durumunda devletçe yaklaşık 1.200-Eoro ödendiğini; Hollanda’da eğitim ücretlerinin ve federasyon payının da çok yüksek olduğunu; arabulucu ücretinin, yüzde üzerinden alınmasının yasak olduğunu; tarafların başvuru yaparken 53-105 Euro yatırması gerektiğini; saat ücretlerinin 80-450 Euro arasında değiştiğini’ anlattı.
Tekrar, dernekler çalıştayı konusunda değerlendirmeler yapılırken, Özer, ‘bir dahaki çalıştayın Antalya’da yapılacağını, AGD olarak bu çalıştaya da katılınılacağını; üyelerden de önerileriyle katkılarının isteneceğini; ancak YK olarak üyelerin gücünü arkalarında hissedemediklerini, üye arkadaşların aidat ödemekte bile çok geciktiğini; artık arabuluculuğun içselleştirilmesinin gerektiğini; örgütlenme konusunda dernek-merkez ikileminin yaşandığını; derneklerin güçlenerek federasyon kurabileceğini; bu federasyonun tüm arabulucuları örgütlemiş olarak akreditasyon kurallarını belirleyebileceğini’ anlattı.
Berkhan, ‘dernek- merkez ikilemi ne gerek yok. Bunlar ayrı ayrı yapılar. Esas hedef meslek birliğine doğru gitmek olmalıdır’ görüşünü dile getirirken, Özden de, “bakanlık bürokrasi olmadan, meslek birliği için bizler, bağımsız, sivil olarak, çaba göstermeliyiz.” Dedi. Katılımcılar, AGD’den de beklentilerini dile getirdiler; katılımcı, şeffaf ve güçlü bir dernek özleminde olduklarını belirttiler. Toplantı, Berkhan’ın kapanış konuşmasıyla sona erdi.
Arb. Av. V. Tülay YÜKSEL /ORTAK KARAR MERKEZİ